SATRANÇ ÜZERİNE KARAKTER ANALİZİ

102 0

Satrancı hepiniz bilirsiniz. Oynamayı bilmeseniz de bir fikriniz vardır en azından. Satranç belki bir zekâ oyunu gibi gelebilir çoğu insana fakat benim gözümde su katılmamış bir strateji oyunudur. Strateji yapmak için zekâya ihtiyaç olduğu iddia edilebilir. Özellikle günümüzde yurt dışı stratejisindeki mükemmel derinliğe bakınca öyle gözüküyor.  Benim görüşüme göre strateji yapmak için zekâdan çok çalışmaya gerek vardır. Bu başka bir yazının konusu olabilir.

Satranç nihayetinde bir spordur ve profesyonel manada bu işle ilgilenen sporcular vardır. Her işte olduğu gibi uzmanlık işin içine girince olay eksen değiştirir ve halktan kopar. Bu yüzden bu yazımda daha çok amatör yani biz halkın oynadığı satranç üzerinden fikir yürüteceğim.

Amatör satranç oyuncularının oyun tarzlarından hayat felsefeleri de ortaya çıkar bence. İlk olarak bahsedeceğim oyuncu tarzı taşları değişmekten sakınmayan kişilerdir. Satranca uzak olan kişiler için buraya bir parantez açmak gerekir. Taş değiştirmek demek kendi benzer taşınızı feda edip rakibinizin aynı puanlı taşını yemektir. Bu olay daha az puanlı yani mesela fil verip kale almak gibi bir durum için gayet mantıklıdır. Fakat fil verip fil almak bazı durumlara göre avantaj sağlamakla beraber genelde oyundaki taşların hızlı bir şekilde azalmasına ve böylece oyun sırasında dikkat edilecek tehlike unsurunun azalmasın sağlayacaktır. İşte bu taktiği uygulayan insanların hayatlarındaki felsefeleri de buna benzerdir. Yani;

  • Ne kadar az insan o kadar çok huzur.
  • Bu insanlar sadelikten yanadır ve fazla kalabalığı sevmez.
  • Dikkatlerini birden fazla olaya odaklayamazlar. Tek bir olaya odaklanmayı severler.
  • İki işi aynı anda yapamazlar.
  • Kendilerine geniş hareket alanı isterler. Ayak bağı olacak fazlalıklardan kurtulmak isterler.
  • Çok fazla strese gelemezler.

İkinci tip oyuncu tarzı önceliği kendi savunmasına veren tarzdır. Bu kişiler, oyunun başında rakip oyuncunun ne yaptığıyla ilgilenmezler. Önceliği kendi savunmalarının güçlenmesine verirler. Bu oyun tarzının handikabı erken gelecek bir saldırı da oyuncunun afallamasıdır. Fakat belli bir noktaya kadar bir tehdit gelmezse yıkılması zor bir savunma hattı oluştururlar. Bu size belki Age of Empire oyunun hatırlatmıştır. O oyunda da bazı oyuncular belli bir dakikaya kadar saldırmak yasak olsun diye diretirken bazı oyuncular da öyle şey olur mu diye itiraz ederlerdi. Bu oyuncu tipinin hayattaki durumu ise;

  • Sağlamcıdırlar.
  • Tertip ve düzeni severler.
  • Kendi fikirlerini çok önemserler.
  • Belirsizliği sevmezler
  • Heyecandan uzak dururlar
  • Hayatlarını düzeninden çıkaracak olaylar karşısında çileden çıkarlar. ( Erken gelen saldırı )

Başka bir tip, yukarıdaki tarzın tam tersi olan tarzdır. İlk andan itibaren fütursuzca hücum yaparlar. Agresif bir oyunu tercih ederler. Sürekli şah çekme peşinde olup rakip oyuncuyu mümkün olduğunca rahatsız ederler. Bu oyun tarzının handikabı ise beklenmedik bir anda yapılacak bir saldırı karşısında yenilgiye uğrayabilirler. En iyi savunma hücumdur anlayışını benimserler. Bu futbol ile ilgilenenlere ünlü bir teknik adamı anımsatmış olabilir. Hayattaki durumları ise;

  • Daima şov peşindedirler.
  • Ben yaptım oldu şeklinde hayat felsefeleri vardır.
  • Taktik ve stratejiye kafa yormazlar. O anki duruma göre pozisyon alırlar.
  • Yüksek egolarından dolayı hatalarını göremezler.
  • Agresifliği bıraktıkları anda hataları gözükeceğinden gerilim her daim işlerine gelir.

Birkaç tane daha oyun tarzı vardır. Fakat her şeyi tadında bırakmak gerekir. Belki başka bir yazı yazma imkânı daha bulursam, o yazıda diğer tarzlara da değinirim. Bu görüşler her zaman eleştiriye açık görüşlerdir.

Bir cevap yazın