Bir zamanlar dilimde raks ederdi kelimeler,
Fikirlerim çok, tasam çok, tadım tuzum azdı.
Dert ile dokunduğum insan dert ile dinler,
Derdime bin dert katıp bir çare bulamazdı…
Şimdi yaşadığımı zannedip çürüyorum
Bir derdimi çözen bin çarenin arasında.
Canım tenime hapis, canım rahmetten mahrum.
Ben can kavgasındayım, can kurtlar sofrasında…
Kime el açsam kimden medet umsam, bilirim;
Ne duyar, ne duyurur; kulak tıkar âhıma.
Ben ki günah satarak karın doyuran pîrim;
Ne can yaraşır ne ten yaraşır dergâhıma…
Dergâh da dergâh olsa; kubbe çökmüş, temel yok!
Nerede o dipsiz çukur, o görkemli harabe?
Eskiye dönmek hayal, elimi tutan el yok,
Kulaklar paslı, diller yazılmamış alfabe…
Ben bu devrin kaybolmuş, yetim bir evladıyım;
Neremden tutsan çürük, neremden tutsan harap.
Bir sonun başlangıcı, bir acının milâdıyım;
Tek anlayanım ölüm, tek dinleyenim türap…