Paris’e Alternatif Fransa Rehberi : Başkentin Taşralı Rakibi Lyon (II)

74 0

‘‘Çalışarak yaşa ya da savaşarak öl!’’, 19. yüzyıl Lyon’unda ipek işçilerinin söylediği bu söz kentin en ‘havadar’ semtini, Croix-Rousse’u diğerlerinden ayıran tarihi bir referansla bu yazımızın konusu yapıyor.
Saone ve Rhone nehirleri arasında, Lyon kent merkezini oluşturan yarımadanın başlangıç noktasındaki tepeye kurulan Croix-Rousse, modern tarihin ilk işçi ayaklanmasının ev sahibi olarak bilinir.
Semt adını Fransa Kralı 12. Louis’nin Lyon’u korumak için inşa ettirdiği sur ve onun başındaki haçtan (croix) alır. Söz konusu haç zaman içinde çok defa tahribata uğramış ve sonunda 1994’te bir kopyası yerine konmuştur. Yokuşları ve merdivenleri ile 1998’de Unesco Dünya Mirası Listesi’ne giren Croix-Rousse şimdilerde küçük kafeleri, sıradışı dükkanlarıyla Lyon’un “burjuva-bohem” (bobo) hayatının bir parçası.
Lyon’a yolunuz düşer de ipek işçilerinin tarihi merkezi olan bu semti görmeden ayrılırsanız, eş dost arasında “Lyon’u gezdim” sözünü kullanmamaya gayret edin. Yok, illa “Lyon’u gezdim” diyecekseniz, o zaman Croix-Rousse gezisine Terreaux Meydanı’ndan başlamanızı öneririm.
Sağınıza belediye binasını ve hemen arkasındaki Rhone nehrini aldıktan sonra; “dünya mirası” olan dik merdivenlerden ağır ağır tırmarak, zaman zaman arkanızda kalan yarımadaya kısa bir bakış atıp, nefeslenerek “bobo”ların arasına karışabilirsiniz.
Lyon mimarisinin vazgeçilmezi olan “traboulle”, yani pasajlar burada dafazlasıyla karşınıza çıkacak, eğer yerlerini biliyorsanız dik yokuşlu sokakları aşmak çok daha kolay olacak. “Acelemiz yok! Manzaranın tadını çıkaralım” dediğinizi duyar gibiyim. Öyleyse bu “bohem” atmosferi hissetmek için küçük dükkanları, kitapçıları gezmek, bir kafede dinlenip yamaçtan Lyon’u seyrederek kahve yudumlamak da mümkün.

19. yüzyıl başlarında Lyon Fransa’nın en önemli sanayi şehirlerinden biri olurken Croix-Rousse bu sanayileşmede ipek işçiliğiyle öne çıkmış ve Lyon ipeğinin vitrini olmuştu. Bununla birlikte yeni bir meslek erbabı da çıkmıştı tarih sahnesine: ‘Canut’ (ipek işçisi, okunuşu ‘kanü’). Kelimenin köküne dair ilginç hikayeler anlatılır. Bu hikayelerden biri ipek işçilerinin çalışırken giydikleri kısa pantolanlardan ya da çektikleri yoksulluktan dolayı “baldırı çıplak” manasında “cannes nues” ismiyle çağrıldıklarını nakleder.
Nitekim sanayi devrimiyle birlikte gelen makineleşme, isimlerine layık mütevazı hayatlar yaşayan ipek işçilerini ekmekleri ve onurları için savaşmaya zorlar. Benzer bir hadise matbaa makinelerinin gelişi sırasında İstanbul’daki hattatlarla ilgili de anlatılır. Makineler karşısında el emeğinin direnişini temsil eden isyanlar Fransa ordusu tarafından kanlı bir şekilde bastırılır ve tüm ipek işçileri kırsala sürülür. Nihayet makineleşmeye teslim olan Lyon ipeğinin anısı şimdilerde Croix-Rousse tepesindeki, müzeye dönüştürülen ipek atölyelerinde yaşıyor. Bumüzelerden en bilineni ‘‘La Maison des Canuts’’ (ipek işçisi evi) içinde ipek dokuma tezgahı, ipeğin gelişim süreci ve işleme şeklinin anlatıldığı görseller barındırıyor. Hatta çıkarken hatıra ipek mendil, kravat, eşarp ya da fular alabilirsiniz, elbette ciddi meblağları gözden çıkararak. El dokuma ipek atölyeleri, gösteri amaçlı olanları dışında artık tarihe karıştı ancak el boyama atölyeler mevcut ve el yakan fiyatlarıyla sanayinin karşısında direniyor.

Semtin ruhuna işleyen “canut” geleneği, bir de gösterişli duvar resmiyle karşımıza çıkıyor: “Le Mur de Canut” (canut duvarı). Bilindiği üzere Lyon, adeta üç boyutlu, sizi içine alan, hatta gördüğünüzün resim değil de gerçek olduğuna bahse girebileceğiniz duvar boyama sanatında istisnai bir yere sahip. Bu tür duvar resimlerini şehrin birçok yerinde görebilirsiniz ancak canut duvarı bunların en büyüğü ve en detaylısı olarak dünya mirası listesindeki Croix-Rousse merdivenlerini de içinde barındırıyor.
“Bu canut her şeye ismini vermiş de yemeği yok mu acaba?” diyorsanız, Türkçe çevirisine çok takılmamak kaydıyla “cerveille de canut” tatlısını deneyebilirsiniz. Zira bu lezzetli peynir tatlısının Türkçe ismi “ipek işçisi beyni”. Afiyet olsun!

Bir cevap yazın