Düş ayinleri, saydam yalnızlıklar, kör karanlıkları boğan tansık,
Acıya bükümlü yüreğimin kan çiçeği,
Pas tutmuş adımlarım, eskicil aşkın gölgesinde bilincin kalelerini yıkar,
İmkansızlığın uygarlığını kuşatan bakışların tenhalarımın gümüş süsü,
Gerçekler aldanışın zindanlarında tutsak,
Körpeydi hüznüm bir zamanlar, Şimdi omurgam kederini damıtıyor,
Hadi yalanlar söyle bana inanışın mabetlerini yıkan,
Puhu kuşlarının soluğunda dağılan yalanlar söyle,
Ters bir yaratıyla işliyorum seni aynalar üzerine,
Ruhunda sızıyım kederden kilitleri vuran benim sana,
Bir sözcüğün sırrında şahlanır ıstırap,
Üşür şiirler anıların solgun yatağında,
Topuklarında kan izi yüreğimin eşiğine bastın sen,
Suskunluğunun öğle sonlarıydı,
Gün ipekten kanatlarıyla hece hece bölüyordu kuşlarını,
Seçkin acıların tanrısını yaratıyordu bakışların,
Kâbusların büyüttüğü küçük bir çocuktun içimde,
Bu yüzden kapı dışarı edemiyorum seni,
Yitip yitip doğuyorsun boşluğumdan…